Wednesday, January 23, 2013

Aşkını Kalbine Gömenlere

  '' Gözleri masmavi bir denizden alıntıydı sanki.. Kumral ve dalgalı saçları, hafifçe esen rüzgârın akışına kapılmıştı bir nevî.. Elini uzatıp o ilk ''merhaba'' demesiyle başlamıştı her şey.. İlk görüşte aşka inananlardan değildim oysa.. Bilemezdim ki aşk ne zaman nerede vururdu insanı?
   Bir anda bambaşka oluvermişti dünya.. Dünya ''O'' demekmiş..  Hayat O'nunla anlam kazanmıştı artık. Kalbim her an O'nun için çarpıyor, adını her andığımda duracak gibi oluyordu. Aşk böyle bir şey miydi? Her an yanında olmasını istemek, O olmadan boğulacakmış gibi hissetmek..Adını beyaz sayfalara karalamak ve o sayfalar da O'nunla kaybolup gitmek kimsenin bilmediği yerlere..
   Ne de güzel başlamıştı aşk.. Kalbimi benden ansızın rehin almıştı sorgusuzca. Bilemezdim aşkın giderken insanın kalbini beraberin de alıp  gittiğini..Ve   ''elveda'' sözüyle bittiğindeyse  imkânsızı seçtiğini..''



  Bitmek zorunda olan aşklara..

   Böyle başlar birçok insanın hayatında aşk denilen duygu.  Güzel başlar, deli dolu sürer, ve bir şeyler olur bitmek zorunda kalır. Gerçekten de bitmeli mi ? Nedir imkânsız olan ? Araya giren o devasa sorunlar neler ? Aile uyuşmazlıkları, kıskançlıklar, uyuşmazlıklar, inanç farklılıkları, belki de aradaki yaş farkı.. Hep bir adım öne geçen ve yenemeyeceğimizi düşündüğümüz olan sorunlar .. Ve bu sorunlar yüzünden yapmış olduğumuz  büyük fedakârlıklar..Sonuç olarak kalbin bir köşesine belki de en derinine gömülen aşklar..
  Hiç kolay olmaz başlangıçta unutmak, öyle kolayca silip atamazsınız..Hayatınızdan çıkıp gidene, elinizden kayıp yitilene alışmak hangi yüreğe kolayca sığar ki? Değişen dünyanız da   bitmeyeceğini düşündüğünüz o yalnızlığa boğulursunuz. Kimi zaman hıçkırıklarla, kimi zaman sessizce ağlarsınız. Karanlıklara çekilir, geceyi mesken edinirsiniz tüm duygularınıza. Yağmurun her tanesine , şarkıların her nağmesine kederinizi ve yalnızlığınızı yüklersiniz.O'nun olmayacağı bir dünyaya sığmayacağınızı ve bir ayrılıkla bin kez öldüğünüzü düşünürsünüz her nefes aldığınız da.. Yeni bir hayat doğar mı bilemezsiniz.. Ve zaman her şeyin ilacıdır cümlesine itiraz eden yüreğinizle baş başa sürüklenirsiniz sonra ki günlerinize..

Aşkını kalbini gömenlere..

Bitmiş bir aşkın gölgesinde, anılara tutunmak acıları hafifletir mi ? Gözden geçirdiniz mi o ilk ''merhaba'' sözcüğünden son ''elveda'' sözcüğüne kadar olan yaşanmış olan ne varsa? Neleri göze aldınız O'nun için? Neleri feda ettiniz uğruna? Eğer her şeyi yaptığınıza inanıyorsanız aşk adına ne varsa;  karşı durup size karşı olanlara, ve yine de bitmeye mahkum kalmışsa tüm yaşananlar. Söylenecek ne kalır geriye unut demekten başka? Unutmak kolay değil belki evet, hatta unutulmayacak yaşanılan tek bir an bile. Severken ayrılanlar iyi bilir unutamadan yaşama geri dönmeyi. Severken ayrılanlar iyi bilir aşkını kalbine gömmeyi..
   Bazen maziye her adım attığın da yüreğin sızlar, için acır, gözlerin de canlanır acı tatlı yaşananlar.  Bazen de avunursun ve inanırsın ''sevmek; sevdiğini mutlu bilmektir'' sözüne kendini teslim ederek.. İşte böyle başlar insan iki ayrı dünya da yaşamaya.. Aşkını kalbini gömüp maziye uzandıkça orada hayat bulan ve, O'nsuz bir dünya arasında sıkışıp kalan bir yürekle..

Hayat devam ediyor..

   Bir tek ölüme çare yoktur yaşanılası dünyada. Geriye kalan ne varsa acı bile olsa, yaralar sarılır gün geçtikçe. Gerçeğe dönüp baktığın da anlarsın ki  ''hayat devam ediyor''.. Hayat devam etmek zorunda, kendin için, değer verdiklerin ve sana değer verenler için. Karamsarlık için de boğulurken bilemezsin gelecekte neler yaşayacağını. Bin kere öldüm derken hangi nedenlerle hayat bulacağını  bilemezsin. O'nun kadar kimseyi sevemeyeceğini düşündüğün bu keder havuzun da boğulurken kim geleceği görebilir ki? Kim geleceğine mutluluk yükleyebilir değil mi? Oysa bilmeliyiz gözlerimizde ki perdeyi kaldırdığımız da, yüreğimizde ki yası durdurduğumuz da ''hayat devam ediyor'' olacak. İyileşmeyecek dediğimiz o yaralar elbet kabuk bağlayacak.. Yeter ki zaman tanıyın kendinize. En zayıf yerimizdir yüreğimiz, en zayıf yerimizden vurulmak pes etmek demek olmamalı. O yürek bir gün gelir belki yeniden sever kim bilir? ..

Nurgül Erenler

No comments:

Post a Comment

Yazar

authorHello, my name is Jack Sparrow. I'm a 50 year old self-employed Pirate from the Caribbean.
Learn More ?